Rohingyalar, ağırlıklı olarak Myanmar’ın (eski adıyla Burma) Arakan eyaletinde yaşayan Müslüman bir etnik ve dini azınlıktır. Yazılı olmayan sözlü bir dil konuşurlar ve Myanmar’daki yetkililer ile çoğunluk olan Budistler tarafından etnik ve dini ayrımcılığa maruz kalarak zulüm görmektedirler. Bu durum, Birleşmiş Milletler tarafından Rohingyaların dünyanın en fazla zulme uğrayan azınlığı olarak tanımlanmasına neden olmuştur.

Rohingyalar, Hicri 2. yüzyılda Abbasi halifesi Harun Reşid döneminde İslam'ı benimsedi. Müslümanlar, 1430-1780 yılları arasında Arakan Krallığı adıyla anılan bir İslam krallığı kurdular. Bu krallık dört yüzyıl boyunca varlığını sürdürdü ve 48 Müslüman kral tarafından yönetildi.

I 1942 yılında Rohingyalara yönelik büyük bir katliam, yetkililer ve aşırı Budistler tarafından gerçekleştirildi. En az 100.000 Müslüman öldürüldü. 300'den fazla cami yıkıldı. 300'den fazla İslami okul yok edildi. En az 20 Müslüman köyü yakıldı. Birçok eski İslami eser tahrip edilip ortadan kaldırıldı.

1982 yılında Myanmar yetkilileri, Rohingyalıların vatandaşlık hakkını geri alan bir yasa çıkardı. Bu karar, Rohingyaları kendi topraklarında yabancı konumuna düşürdü ve onlara yönelik zulmü teşvik etti. Karar, Rohingyaların eğitim, sağlık, mülkiyet gibi temel haklardan mahrum bırakılmasına neden oldu.

In 2012, Myanmar forces committed a major massacre against the Rohingya, bringing their plight back to the attention of the Arab, Islamic, and international communities. Thousands of Rohingya were subjected to killing, dragging, torture, burning and destruction of homes, rape of women, and killing of children. Around 100,000 Rohingya fled to Bangladesh and neighboring countries.

2015 yılında binlerce Rohingya mültecisinin denizde mahsur kalmasıyla bilinen “Tekne Krizi” ortaya çıktı. Bangladeş, Malezya, Endonezya ve Tayland, bu mültecileri kabul etmeyi reddetti. Kriz, yüzlerce mültecinin açlık, susuzluk ve boğulma nedeniyle denizde hayatını kaybetmesine yol açtı. Malezya ve Tayland makamlarının yürüttüğü soruşturmalar, insan kaçakçılığı yapan büyük bir suç şebekesini ortaya çıkardı. Bu çeteler arasında eski yetkililer de bulunuyordu; mültecileri pazarlıyor, onlardan zorla para alıyor ve kadınlarına tecavüz ediyorlardı. Ailelerinden fidye alamadıkları durumlarda, mültecileri öldürüp cesetlerini gömüyorlardı. Malezya, Endonezya ve Tayland'daki yetkililer, ormanlık sınır bölgelerinde yüzlerce Rohingya mültecisine ait cesetler buldu.

2017 yılında, Myanmar yetkilileri, Budist aşırıcıların yardımıyla geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. Bu operasyon sırasında Myanmar güçleri, Rohingya halkına karşı soykırımlar gerçekleştirdi; bunlar arasında öldürme, toplu tecavüz, çocukların öldürülmesi, evlerin ve köylerin tamamen yakılması yer aldı. Operasyon, binlerce kişinin ölümüne ve yaklaşık bir milyon Rohingya'nın Bangladeş ve diğer komşu ülkelere göç etmesine neden oldu.

Myanmar’ın batısında yer alan Arakan eyaleti (eski adıyla Burma), Rohingya Müslümanlarının ana vatanı olarak kabul edilir. Rohingyaların kökeni Moğol, Hint, Arap, Fars ve diğer etnik gruplara dayanmaktadır. Dünya genelinde Rohingya nüfusunun yaklaşık dört milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. Tüm Rohingyalar, Sünni mezhebine mensup Müslümanlardır. Son tahminlere göre Arakan’da yarım milyondan az Müslüman kalmıştır. Rohingyalar, Arapça ve Urduca kelimeler içeren kendilerine özgü bir dil konuşmaktadırlar.

2024 yılında, Myanmar hükümet güçleri, Arakan eyaletinde özerklik talep eden Budist isyancı gruplarla çatışmaya girdi. Her iki taraf da Rohingya köylerini ve şehirlerini çatışma alanı olarak kullandı. Çatışmalar, yüzlerce Rohingya sivilin ölümüne ve yaklaşık 200 bin kişinin ormanlara ve kırsal bölgelere kaçmasına neden oldu. Myanmar yetkilileri, Rohingya halkını isimlerini değiştirmeye ve Budist ayrılıkçılara karşı ordu saflarında savaşmaya zorladı, ancak bu kişiler vatandaşlık hakkından mahrumdu. Silahlı Budist gruplar, Rohingya sivillerini, gruplarına katılmazlarsa saldırmakla tehdit etti.